Başkan Yardımcısı Yılmaz canlı yayında gündemi değerlendirdi: (2)
Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Maliye politikası, yapısal reformlar ve sektörel politikalar başta olmak üzere birçok alanda enflasyonla mücadeleye devam edecek ve enflasyonu çok daha makul seviyelere çekeceğiz.” söz konusu.
Yılmaz, CNN Türk’te soruları yanıtladı ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“Satın alma gücünü artırmak için şok önlem diyebileceğimiz veya ilk seferde çalışanları rahatlatıp gelirleri daraltabilecek önlemler mi alacağız?” sorusu üzerine Yılmaz, en düşük emekli maaşını 7 bin 500 liraya yükselttiklerini, geçen yıl taban fiyatı iki kez artırdıklarını, bu yönde bazı tedbirler aldıklarını ve almaya devam ettiklerini söyledi.
Asgari fiyattan yapılacak orta zam için görüşmelerin temmuz ayında başladığını hatırlatan Yılmaz, “Üçlü görüşmelerin karşılıklı anlayış ve uzlaşı ile sonuçlanmasını temenni ediyoruz. Şu anda müzakereler sürüyor. Bu müzakereler temmuz ayında bitecek. Asgari ücrette alım gücünü koruyacak, enflasyonu ezmeyecek bir plan olacak, bir yaklaşım izleyeceğiz” dedi. söz konusu.
Memur ve emekli aylıklarında düzenleme yapılacağına işaret eden Yılmaz, Hazine ve Maliye, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlıkları ile Strateji ve Bütçe Daire Başkanlığı’nın bu konuda çalıştığını bildirdi.
Asgari ücret konusunda 500 dolar gibi bir rakamın konuşulduğunu hatırlatan Yılmaz, “TL üzerinden konuşmamız lazım. Buradaki esasımız çalışanlarımızı hiçbir şekilde enflasyona zorlamamak. Ana prensibimiz bu ve mümkünse büyümeden ve gelişmeden bu kesimlere refahtan pay vermek.” sözlerini kullandı.
Yılmaz, “İşveren desteği devam edecek mi?” “Bütün bu müzakerelerin sonucunda bunları göreceğiz. Ama hükümet olarak her zaman işçilerin yanında olduğumuzu söyleyebilirim. Ama işverenlerin de kaygılarını dikkate almak zorundayız.” cevabı verdi.
Asgari fiyat müzakerelerinin bayram öncesi sonuçlandırılmasına ilişkin soruya Yılmaz, “Sanmıyorum. Bu müzakereler belli bir zaman alacaktır. İşçi tarafı, işveren tarafı farklı pozisyonlar doğal olarak farklı şeyler söyleyecektir.” farklı bir şey söyleyecektir. Burada ekonomideki gelişmeler mutlaka tartışılacaktır. Her iki taraf da argümanlarını ortaya koyacaktır. Ortada bir yerde buluşsunlar inşallah.” dedi.
En düşük memur maaşının ne zaman 22 bin lira olacağı sorusuna Yılmaz, “Bu düzenleme talebimizi TBMM’mize ileteceğiz. Gerisi Meclis takvimi ama erteleneceğini düşünmüyorum. Meclisimiz gelecek. Muhtemelen bayramdan sonra bir süre daha çalışırız.Bu süreçte bu yasal düzenlemelerin öncelikli olarak ele alınmasını bekliyoruz.” o cevapladı.
Kamuda aynı işi yapıp farklı maaş alanlar arasında birlik ve beraberliği sağlamaya yönelik bir çalışma olup olmayacağı sorusu üzerine Yılmaz, hukuk devleti normları içinde kazanılmış haklara saygı göstermeleri gerektiğini ancak bu konuda mümkün olduğunca basitleştirilmesinden yana.
Yılmaz, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın emekli maaşı 7 bin 500 liranın üzerinde olan ve zam alamayanların sorununu çözmek için alternatifler üzerinde çalıştığını söyledi.
“Verimli çalıştığınızda, zaten paradan tasarruf edersiniz”
“Kamuda tasarruf etmekle ne demek istiyorsun?” sorusuna Yılmaz, “Aslında en değerli şey verimliliktir. Bence en değerli şey verimliliktir. Dolayısıyla verimli çalıştığınızda aslında tasarruf etmiş olursunuz. Kaynakları en verimli şekilde kullanmak, atıl tutmamak. Zamanında aktif hale getirmek.” Hedefleriniz doğrultusunda maksimum seviye.Tasarrufun özü budur.Yatırım dediğimiz şey bizzat tasarruf etmek,Daha çok gelir,daha çok verimlilik ve refah getiren işlere öncelik vermektir.Kaynaklarını daha çok bu alanlara yoğunlaştırmaktır.Bütün bunlar aslında kamuda tasarrufu artıran olaylar.Kurumlarımızın buna tek tek bakması lazım.Bu değerlendirmeleri her bir kurumumuz kendi içinde yapacak.Makro düzeyde değerlendirilecekler.Tabii ki verilen sınırlar içindedir. Burada önemli olan kaynakların sınırsız olmadığını bilerek aynı kaynakla nasıl daha fazla hizmet üretebilirim mantığıyla olaya bakabilmek.”
“Yeni dönemde yatırımlara hangi alanlarda ağırlık verilecek, hangi bölümler ön plana çıkacak?” Katma değeri yüksek bir ekonomik yapı oluşturmak ve ihracata dayalı yapıyı daha ileriye taşımak açısından gelecekte kritik alanların öne çıkacağını vurgulayan Yılmaz, bunların savunma sanayi, enerji, sağlık sanayi, bilişim gibi alanlar olduğunu vurguladı. ve yemek.
Yılmaz, “Yabancı yatırımcıyı nasıl çekeceksiniz?” “Sihirli iki kelimemiz inanç ve istikrar. Bunu yerli yabancı ayrımı yapmadan söylüyorum. Bir ülkede güven ve istikrar, öngörülebilirlik ve inanç varsa, içeriden ve dışarıdan yatırımcılar gelip bir ülkeye yatırım yapabilir.” çok daha rahat bir şekilde.Ama değerli olan bunun altını çizmek.İçini somut politikalarla doldurduk.İstikrarımızı sağladık.Güven içinde en değerli varlığımız yapamayacağımızı söylemek değil,söylediğimizi yapmaktır. gerçekçi.” cevabı verdi.
“Merkez Bankası araç bağımsızlığına sahip”
“Faizler yükselir mi? Faizler yükselirse Türkiye’nin yatırım, üretim, ihracat ve istihdamdaki ivmesi bozulur mu?” Yılmaz, soruyla ilgili olarak şu değerlendirmede bulundu:
“Öncelikle amaç ve araç sorunu. Merkez Bankası’nın genel politikalarda hükümetin çizdiği çerçeveyi benimsemesi gerekiyor. Orta vadeli programda da bu şekilleniyor. Bunun ötesinde Merkez Bankası’nın araç bağımsızlığı var. Yani enstrümanları çok rezervleri var başka şeyleri enstrümanları var bazı makro önlemler alma imkanı var kaynaklarını yönlendirme imkanı var o yüzden Merkez Bankası fiyat istikrarını şöyle değerlendirecek enflasyonla mücadele kapsamında genel amaçlara uyumlu olacak.Nasıl değerlendireceğini söyleyecek durumda değilim.Anormal hareket ettiğim anlamına geliyor.Bir yanda Merkez Bankası ile ilgili kanun var. fiyat istikrarını sağlama hedefiyle çelişmemek kaydıyla hükümetlerin istihdam ve büyümeye yönelik politikalarını da pekiştirecektir.Bir yandan böyle bir misyonu vardır.Türkiye’deki konjonktürü değerlendirerek gerekli adımları atacaktır. dünya ve genel politikaları dikkate alarak. Bekleyip göreceğiz.”
Yılmaz, “Faiz politikasında günün şartlarına göre bir güncelleme görecek miyiz?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Bütün bu sürecin sonunda nihai arzumuz nedir? Hem enflasyonu hem de faizleri düşürmek. Bunu belli bir olgunlukta, mutlaka gelecek perspektifiyle gerçekleştirmek istiyoruz. Buradaki yol biraz teknik sıkıntı.Dediğim gibi amaç ülkeyi daha istikrarlı bir yapıya kavuşturmak, hem faizlerin hem de enflasyonun düşürüldüğü ve sürdürülebilir büyümenin desteklendiği bir ortam yaratmak.Amacımız nedir? Daima istikrar içinde büyümek.Enflasyonu sadece ekonomik bir sorun olarak görmüyoruz.Enflasyon aynı zamanda toplumsal bir sorun.Enflasyon bir yandan şirketlerin öngörülebilirliğini azaltarak ekonomiye zarar veriyor. toplumsal istikrar ve gelir dağılımını vermiş olduğu gibi.Dolayısıyla ekonomik ve sosyal açıdan baktığımızda enflasyonla kararlı bir şekilde çalışmak zorundayız.Burada Merkez Bankası üzerine düşeni yapacaktır. kendi alanında. Devam edeceğiz ve enflasyonu çok daha makul seviyelere taşıyacağız.”
Sektör temsilcilerinin yaşadığı kredi kullanamama ile ilgili sorunların giderilmesi için atılması gereken adımlar sorulduğunda Yılmaz, “Bunlar para politikalarındaki bir tedbir belirsizliğinin sonuçları olabilir. Hükümetimiz çıktı, biz çıktık. programlarımızı hazırlıyoruz. Para politikalarındaki çerçeve netleştikçe ve buradaki belirsizlikler azaldıkça finansal piyasalar daha etkin olacak. İşe yarayacağını düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
Yatırımcının fiilen ödediği faizin önemli olduğuna işaret eden Yılmaz, “Yatırım maliyetinin düşmesi ve yatırımcının yatırımını daha az maliyetle gerçekleştirmesi için bunu aşağı çekmemiz gerekiyor. Biz de bu bakış açısıyla hareket ediyoruz.” değerlendirmesini yaptı.
Tüketim harcamalarında ciddi bir artış yaşandığına dikkati çeken Yılmaz, “İster işletme kredisi olsun, ister yatırım kredisi olsun bu noktalarda üreticiler başta olmak üzere sanayi üretimine yönelik bazı rahatlatıcı adımların atılması gerektiğine inanıyorum. ithalatı teşvik eden krediler Arzı iyileştirmeye yönelik çalışmalarımıza devam edeceğiz.Başta KOBİ’ler olmak üzere üreticinin yanında olmaya devam edeceğiz.Çünkü enflasyon da bir talep sorunudur.İstediğiniz istikrarın olabilmesi için arzı artırmanız gerekiyor. pazarlarda elde edildi.” dedi.
“Daha fazla konut arzı olmalı ki konut fiyatları makul olsun”
Konut kiralarındaki yüksek artışın önüne geçmek için ne gibi önlemler alınacağı sorusuna Yılmaz, “Geldiğimiz yeni koşullarda arzı mutlaka hızla artırmamız gerekiyor. Daha çok konut arzı olmalı ki piyasalardaki konut fiyatları yükselsin. daha makul olacaktır.Bu konuda bir yandan depremden etkilenen bölgelerimizde hızlı yapılaşmanın olması… Bunun da etkisi oldu.O bölgelerden diğer bölgelerimize kaçınılmaz bir nüfus hareketi oldu.Çok sayıda Deprem bölgesinde hızla 100 bin konut yapılacak.’Yarımız’ gibi yeni programları özellikle İstanbul’da açıkladık. İmkanlar oluşturduk. Önümüzdeki dönemde konut arzı ile ilgili çalışmalar yoğun bir şekilde devam edecek. Bunun da belli bir süre kiralara mutlaka etkisi olacağını düşünüyorum.” cevabı verdi.
Yüzde 25’lik kira artışı üst sınırının uzatılıp uzatılmayacağına ilişkin de Yılmaz, “Çalışma içerisindeyiz. Önümüzdeki günlerde bu konuyu tüm ilgili bakanlar ve tüm taraflarla değerlendirip karara bağlayacağız. Bu süre zarfında bu konuyu değerlendireceğiz. , kiracıyı nasıl rahatlatabiliriz bakış açısıyla bazı toplantılar yapacağız.Bunu konuşmak benim için doğru olmaz.Biz her zaman kiracıya bir bakış açısıyla bakarız.” değerlendirmesini yaptı.
Yeni dönemde mali disiplinin ön planda olacağını belirten Yılmaz, deprem gibi tek seferlik harcamaların bu konuda bir bozulmaya yol açmadığını, kalıcı bir bozulma olmamasının değerli olduğunu belirtti.
(Bitti)